ADALAR POSTASI
5 Kasım 2005
Küçük bir Roma-Bizans donanmasına mı sahip olacağız yakında?
Bulduklarimizi sandiklarimiz kaybettiklerimiz degil mi aslinda?
)O(
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=169054
İstasyonlar müze olacak
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü İsmail Karamut, Yenikapı'daki buluntular için Atina Metrosu'ndaki gibi bir sergileme sistemi geliştirilebileceğini söyledi.
FOTOĞRAFLAR: VAHAP ŞATIR
Marmaray kazısında iki antik liman ve 'dünya gemicilik tarihine ışık tutabilecek' nitelikte gemi kalıntıları bulundu. Koruma Kurulu, kalıntıların sergilenmesi için müze-istasyon projesi istedi
SELİM EFE ERDEM (Arşivi)
İSTANBUL - Marmaray Tüp Geçit Projesi'nin kazı çalışmaları, şehrin 3 bin yıllık tarihine ilişkin soru işaretlerini de aydınlatıyor. Kazılar sırasında Üsküdar'daki antik Kirsopolis Limanı'nın ardından, Yenikapı'daki kazılarda antik Theodosius Limanı, bu limana ait bir kent parçası ve bugüne kadar benzeri görülmemiş gemi kalıntıları bulundu.
Üsküdar, Yedikule, Yenikapı, Sirkeci ve Cağaloğlu'nda tarihi eserler için 'kurtarma' kazılarını yöneten İstanbul Arkeloji Müzeleri Müdürü İsmail Karamut, buldukları 495 sikke, seramik parçası, amfora, tahta tarakları Arkeoloji Müzesi'ne yolladıklarını söyledi. İstanbul'a hatta dünya tarihine yeni ışık tutabilecek taşınmaz eserler için Üsküdar ve Yenikapı'da müze-istasyon hazırlıkları başladı. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ile işbirliği halinde çalıştıklarını anlatan Karamut, şu bilgileri verdi:
"Kurul, Yenikapı'da ortaya çıkan kalıntılarla entegre edilecek bir 'müze-istasyon' projesinin geliştirilmesini istedi. Marmaray Projesi sorumluları da bu konuda bir proje hazırladı. Bu proje, Kurul'da genel hatlarıyla kabul gördü. Buna göre Yenikapı'daki arkeolojik kazılar sırasında bulunan tarihi mimari kalıntıların bir bölümü, istasyonun içinde entegre edilerek korunacak. Bir bölümü de istasyon içinde yapılacak müzede sergilenecek." Karamut, Kurul'un Üsküdar için de benzer bir proje istediğini söyledi.
'Donanma çıkabilir!'
Yenikapı kazılarını Arkeoloji Müzesi ekibiyle birlikte yöneten Teksas Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Cemal Pulak ise kalıntılarının dünya tarihi açısından önemine dikkat çekti:
"Dünya genelinde bugüne kadar sadece binin üzerinde batık kazıldı. Akdeniz'deki kazılarda bugüne kadar küpeştesine kadar korunmuş gemi kalıntısı beşi geçmez. Yenikapı'daki bu gemi kalıntıları, küpeştesinin en üst noktasına kadar korunmuş antik dönem batıklarından olması açısından çok değerli. Şu anda çok küçük bir alanda kazı yapıldı ve beş gemi kalıntısına rastlandı. Başka gemiler de çıkabilir. Burada bulduğumuz geminin, insanlığın gemi yapım sürecindeki eksik olan bir bölümü doldurması açısından çok önemli olduğunu söyleyebilirim. Üstteki 12 metrelik batığın hemen altında ince uzun bir gemi var. Bu 18-20 metrelik kürekle çekilen bir gemi. Akdeniz'de ortaçağdan kalma ince, kürekle çekilen gemi yok elimizde. Tamamen yeni bir gemi tipiyle karşı karşıyayız. Küçük bir Roma-Bizans donanmasına mı sahip olacağız yakında, onu bilemiyorum."
Yenikapı'da beş katman üst üste
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü İsmail Karamut: "(Marmaray hattındaki kazılarda) İstanbul'un tarihinde karanlıkta kalan noktaları aydınlatabilecek yeni bilgilere ulaştık. Yenikapı'da katmanlar halinde Cumhuriyet, geç Osmanlı, Osmanlı, Bizans ve Roma önemlerine ait eserler bulduk. İmparator 1.Theodosius'un yaptırdığı antik limanın yanı sıra, Roma dönemine ait duvarlar, Bizans'a ait kemerli galeriler ve Osmanlı taş yapıları bulduk. Üsküdar'da da 18-19. yüzyıl Osmanlı çarşısı ve Tabakhane bulundu."
http://tayproject.eies.itu.edu.tr/habereski4.html
TÜP GEÇİT İÇİN VURULAN KAZMA BU ANTİK LİMANI ORTAYA ÇIKARDI
Hem metro, hem de Marmaray adıyla anılan tüp geçit için ana istasyon yeri olarak Yenikapı'daki Langa Bostanları bölgesi seçilmişti. Ancak gerek metro gerekse tüpgeçit istasyonu için burada yapılan neredeyse her kazı, bir tarihi eserin ortaya çıkmasına yol açıyor.
Yenikapı'da denizden 1.5 kilometre içerideki metro çalışması sırasında önce iki Bizans kalyonu, sonra bir Osmanlı limanı kalıntısı bulundu. Tüp geçit istasyonu çalışması sırasında ise Roma-Bizans döneminden kalma Theodosios Limanı ortaya çıktı. Metro ve tüp geçit için çalışan mühendisler, artık arkeologlarla yan yana çalışıyor.
Marmaray adı verilen tüp geçidin Avrupa yakası merkez istasyonu olan Yenikapı'daki alan, aynı zamanda Taksim'i Yenikapı'ya yeraltından bağlayacak olan metro hattının da merkez istasyon çıkışı. Bu nokta, Gar Gazinosu'nun hemen arkasında. Mustafa Kemal, Namık Kemal ve Küçük Langa caddeleri arasında kalan ulaşım ağı bağlantı aksı, 24 bin metrekarelik bir büyüklüğe sahip. Burası, yüzyıllarca Langa Bostanları olarak anılmış ve İstanbul'un taze sebze ihtiyacını karşılamıştı. 1872'de Yenikapı Tren İstasyonu inşa edilmişti. Bölge 30 yıl önce imara kapalıydı. Bostanların üstüne son yıllarda birkaç büyük yapı inşa edilmiş, alanın bir kısmı da otopark ve pazar yeri olarak kullanılmıştı.
2 Kasım 2004'te metro için ilk kazma vurulduğunda bostan arazisinin altında ne olduğu bilinmiyordu. Gar Gazinosu'nun arkasında tesadüfen açılan çukurun 8 metre altında ahşap bir tekneyle karşılaşıldı. Çukur biraz daha kazıldığında ikinci bir gemi daha tespit edildi, İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne haber verildi. Müze uzmanları batıklar konusunda uzman Bodrum Sualtı Arkeolojisi Enstitüsü'ne haber gönderdi. Enstitü'nün ikinci başkanı olan ve deniz dibinden onlarca tekne çıkaran ve bu alanda dünyanın belli başlı uzmanlarından biri olan Prof. Dr. Cemal Pulak batığı gördüğünde çok heyecanlandı ve hemen kazı alanının üstünün örtülmesini istedi. Çünkü, yüzyıllardır toprak altında kalmış olan bu gemilerin ansızın havayla teması hızla çürümesine yol açıyordu. Texas A&M Üniversitesi hocalarından Prof. Dr. Pulak, çalıştığı üniversiteye de haber verdi. Bodrum'daki enstitüden ve Teksas'taki üniversiteden ekipler geldikten sonra çalışmalar başladı. Önce birkaç metre ötede bulunan ikinci batığın üstü, bozulmasın diye kil tabakasıyla örtüldü.
İlk bulunan tekne üzerinde ayrıntılı inceleme yapıldı. 11. yüzyıl başlarına ait bir ticaret gemisiydi bu. Halatları ve çıpaları üstünde duruyor. Uzunluğu 11 metre. Alt omurgasından küpeştesine kadar sağlam. Prof. Pulak, 'Dünyada çıkarılan yaklaşık bin gemiden sadece beşi küpeştesine kadar sağlam' diyor. Bizans dönemine ait benzer kalıntılar var ama teknik özellikler açısından bunun bir eşi daha yok. Haberi alan bilim çevreleri batığa büyük bir ilgi göstermeye başladı. Şimdiden, dünyanın birçok yerinden sualtı arkeolojisi uzmanları gelip batığı ziyaret etti. Cemal Pulak, 9. yüzyıldan kalma ikinci geminin daha önemli olduğunu söylüyor: 'Kürekli bir yolcu gemisi. İlk tekneden daha uzun ve ince olduğunu saptadık. Bugüne kadar insanlar bu gemiyi sadece kitaplardan okudu. Çünkü örneği bulunamadı.' Birincisi bittikten sonra ikinci teknenin çıkarma işlemine başlanacak. Kazı alanında tekneler için bir konservasyon havuzu inşa edildi. Çıkarılan parçalar özel kimyasallarla dolu bu havuza yatırılıyor. Konservasyon işleminden sonra geminin parçaları birbirine ekleniyor. Altı ay içinde iki teknenin de yeniden inşa edilip ortaya çıkması bekleniyor. Bu arada teknelerin çevresinde 45'i sağlam binlerce amfora parçası bulundu.
Metro ekibi bu çukurdan umudu kesince 15 metre ilerde ikinci bir çukur kazdı. Yine bir sürpriz: Bu defa karşılarına Bizans ve Osmanlı döneminden kalma bir liman yolu ve binaları çıktı. O sırada Marmaray ekibi de onların 600 metre ilerisinde tüp geçit istasyonu için bir kazı yaptı. Onların şaşkınlığı daha da büyük oldu. Çünkü, Roma, erken Bizans, Bizans ve Osmanlı yapılarının üstüste bindiği olağanüstü bir ören yeri çıktı ortaya.
Kent arkeolojisi açısından çığır açacak bu yapı topluluğu İstanbul'un saklı tarihi hakkında binlerce ipucuyla dolu: Bölgenin İstanbul'un kayıp antik limanı olduğu sonucuna varıldı. Wolfgang Müller-Wiener'in 'Bizans'tan Osmanlı'ya İstanbul Limanı' adlı eserinde sözünü ettiği Theodosios Limanı işte burası. İkinci kazı alanında ortaya çıkan kent parçası iç içe geçmiş, kanallar ve tünellerle birbirine bağlanan su yapılarını da barındırıyor. Ortaya çıkan kent parçasının geçmişinin 2. yüzyıla kadar uzandığı tahmin ediliyor.
Wiener, bu limanın bulunması için arkeolojik kazı yapılmasını önermişti. Kitabında buranın kentin en büyük tahıl limanı olduğunu, bir dönem askeri amaçla da kullanıldığını anlatıyor. Wiener, Portus Theodosiacus adıyla da anılan limanın son günleri hakkında şu bilgileri veriyor: 'Liman 7. yüzyıl başlarında, Mısır'dan tahıl sevkiyatının sona ermesiyle işlevinin en önemli bölümünü yitirmiş, ondan sonra belki de, güney kıyısında oturan balıkçılar tarafından kullanılmıştı. Kaldı ki bu bölge -tıpkı Haliç'teki kıyı şeritleri gibi- komşu semtlerin sakinleri için kullanışlı bir moloz dökme alanı haline gelmiş olmalı. Öyle ki eski liman bölgesi Osmanlı devrinin ilk zamanlarında karaya katılmış durumdaydı. Vlanga (şimdiki Langa'yı kastediyor) denilen bölge artık bostan olarak kullanılıyordu...'
Son beş yılda Tarihi Yarımada'da yapılan metro kazılarında 2300 tarihi objeye ulaşıldı, Anıtlar Kurulu 17 Eylül 2003'te tarihi eserlerin çıktığı kazı alanlarını koruma altına aldı. İşte çıkan eserlerden bazıları:
- Vezneciler'de 100 metrekarelik bir mozaik döşeme bulundu.
- Aynı bölgede Kanuni Sultan Süleyman ve II. Selim dönemine ait 98 altın sikke ve 76 Venedik dükası ortaya çıktı.
- Aksaray'daki kazıda 3. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar uzanan zaman dilimine ait çok sayıda Bizans ve Osmanlı eserine rastlandı.
- Ancak, metro kazılarında ortaya çıkarılan en önemli buluntular iki batık gemi ve Theodosios Limanı.
Kazı sırasında çıkan eserler Arkeoloji Müzesi tarafından alınarak envanter çalışmasına başlandı.
Hürriyet, 28.08.2005
--