20 Ekim 2008

ADALAR POSTASI-208: lale devri geldi!!!

ADALAR POSTASI
2 Aralık 2005

From: Dilek TURGAY
Date: Fri, 2 Dec 2005 15:54:40 +0200
To: ADALAR POSTASI
Subject: RE: ADALAR POSTASI: Lale Devri geldi!!!


Ne istanbul'un simgesi laleden ne de lale devriminden haberdarız. Sonuçta da 3 milyon lale dikiminin tanıtım kampanyasını "LALE DEVRİ GELDİ" sloganıyla gerçekleştiriyorlar. Vay halimize...

www.turizmgazetesi.com adlı sitede yayınlanan ve Rafet Kayakıran'ın yazmış olduğu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.

Sevgiler,

Dilek Turgay


LOGOMUZ LALE- PORTAKAL.. SOKAKLARDA PALMİYE!!

Ülkenin logosu Lale.. Sokaklarda, bahçelerde yok tek bir lale ..
Şehrin sembolü, festivali Portakal.. Sokaklar çamur, bahçelerse beton..
Ne var? 1070 adet Palmiye dikimi var..

Burası çölde yaratılmış Dubai mi , Şarm El Şeyh mi? Burası Tropik bir ada mı? Bu şehrin sembolü Palmiye mi? Burası Altın Palmiye Festivalinin yapıldığı Kan mı (Cannes) ?

Burası neresi?

Burası, antik dünyanın 2 harikasının, Mimar Sinan’ların, modern dünyanın bedevi palmiye ve kulelerine esir düştüğü yer mi? Burası Atatürk Orman çiftliklerinin , çöl palmiyelerine selam durduğu yer mi?

Burası neresi?

Burası, doğanın verdiği denizi, güneşi bedavadan satarken kirleten, kesen, yok eden ve yerine diktiği betonların arasını Afrika palmiyesiyle süsleyen gece konanların beldesi..

Sadece doğanın sunduğunu satabilmek ve onu yıkarak, keserek, kirleterek yok etmek, üstüne tek bir kültür ekleyememek turizm midir?

Her tarafından narenciye fışkıran bu topraklardan, bu ağaçları kesip atmak ve yerine palmiye dikmek belediyecilik midir?

Belek’te kalan Hollandalı turist soruyor: ‘’ Gelmeden önce, tüm Türkiye kataloglarında, reklamlarında, afişlerinde hep bir lale logosu görmüş ve bizim olduğuna inandığım lalenin aslında sizden geldiğini araştırıp okumuştum.. Ama gelince tek bir lale göremedim.. Neden sevmediğiniz ve ekmediğiniz bir çiçeği logo seçtiniz? Bir de her sabah otelde taze portakal suyuna çok sevindim ama bunu her halde adından belli Portekiz’den ithal ediyorsunuz diye düşündüm çünkü tek bir ağaç göremedim.. ’’ (portakal=portugal)

Antalya havalimanına inip, araca binen turist, her köşede lale tarhlarıyla karşılaşsa.. Yolun iki tarafında uzanan ‘’Altın Portakal’’ ağaçlarına baka baka oteline gitse, otelin bahçesindeki turunç ağacı altındaki barda, barmenin ağaçtan kopardığı mandalini , şeftali, kavunla karıştırarak yaptığı rakılı kokteyli yudumlasa .. Bize öz bir farklılığı yaşasa..

Marka marka diye tutturmuş giderken, asıl markanın doğanın ta kendisi olduğunu, artık doğal yetişen çöl kaktüsü ve kurumuş palmiyeler arasındaki betonda oynayan torunumuza, laleyi ve turuncu sadece resimlerden açıklarken belki anlarız…