21 Eylül 2008

ADALAR POSTASI-191: Dünya Küresel Isınmaya Karşı Ayağa Kalkıyor...

ADALAR POSTASI
29 Kasım 2005

"DÜNYA KÜRESEL ISINMAYA KARSI AYAĞA KALKIYOR..."

3 Aralik 2005
12:00’den
itibaren
HAYDARPASA NUMUNE HASTANESI ONUNDE
toplanilarak
13:00’da
KADIKOY'E DOGRU
YURUYUSE GECILECEK!


http://www.acikradyo.com.tr/default.aspx?_mv=yzr&yid=517

3 Aralık Küresel Eylem Günü İçin Çağrı
Açık Radyo 94.9

17/11/2005



Küresel Isınma Eylem Grubu Basın Açıklaması
15 Kasım 2005
Maden Mühendisleri Odası

Değerli Basın Mensupları,
Değerli Konuklar,

Dün, her zamanki gibi, radyomuzdaki günlük haber programında, günün haberlerini özetledik arkadaşımla birlikte. Kendimize göre en önemli 5 haberin sıralamasını ister misiniz?

- ABD’nin batı sahillerinde planktonların ortadan kalkması, deniz ve kuşların hayatında tarihte görülmemiş bir çöküşe yol açmış. (ABD Okyanus ve Atmosfer Kurumu (NOAA, Oregon Üniversitesi, Kanada hükümeti raporu / Independent)

- Deniz kuşlarının beslenme rejimindeki değişme, onları geri zekâlı yapıyor, hayatta kalma ve üreme şanslarını düşürüyormuş. (İngiliz Kraliyet Kuşlar Derneği Raporu / BBC)

- Yalnızca hayvanların değil, bitki topluluklarının da davranışlarının değiştiği tarihte ilk kez kanıtlanmış. (Smithsonian Müzesi, Doğal Hayat Araştırması, Penn State Üniversitesi / Science dergisi.)


- Tropik bitkiler ve eski ormanlar kilometrelerce yol kat edip kuzey bölgelerine hızla taşınmış, ve bu bilgi gelecekte olacaklara ışık tutuyormuş. (Florida Üniversitesi araştırması / Science dergisi)

- Okyanusların tuzlanma oranı azalıyormuş ve bu özellikle Kuzey Atlantik’te ve okyanus akımlarında büyük karmaşaya yol açabilecek bir olgu olarak ortaya çıkıyormuş. (Woods Hole Enstitüsü araştırması, Cape Codder gazetesi)

Bu haberleri okuduk biz. Bir tek günün haberleri... Hadi, bunlara bir de “eski” haberi, geçen haftanın haberini ekleyelim: Ekim ayı, kayıtların tutulmaya başlanmasından bu yana en sıcak ay oldu. 2005 de tarihin kaydettiği en sıcak yıl. (Bir önceki rekor da 2004’te kırılmıştı. Bir önceki rekor... Neyse, boş verelim.)

Peki bu, Şemdinli’yi de, Irak savaşını da, AB üyeliği meselesini de solda sıfır yapacak bir haber değil mi sizce? Ve bunların hepsi de tek bir şeye işaret ediyor: Küresel İklim Değişikliği’ne. İsterseniz Küresel Isınma diyelim. Ya da en iyisi, “İklim Yıkımı”!

Bunları gazetelerde okuyan, televizyonda seyreden bir insanın ne yapması bekleniyor peki?

Dünya yüzünde şimdiye kadar bir araya gelmiş en büyük bilim insanları topluluğu, hepimizin kıyamete doğru dörtnala giden uyurgezerler olduğumuzu ilan ederken, ne yapmamız bekleniyor?

İklim değişikliğinin bu yüzyılın ortalarına doğru 5 buçuk milyar insanı açlık tehlikesiyle düpedüz yüz yüze bırakacağı, geçen yıl Exeter Üniversitesi’nin raporuyla apaçık ortaya konuyor, Türkiye’de 11 bin yıldır, orada, sakin sakin duran üç buzul kitlesinin yüzde 97’sinin, son elli-altmış yılda yok olup gittiği ve böylece artık ülkemizin buzulsuz bir ülke olduğu, TÜBİTAK’a sunulan bir raporla alenen gözler önüne seriliyorsa, ne yapmamız bekleniyor acaba?

Tarih ve doğa kafa kafaya çarpışmak üzere. Biz de enkaz altında kalmaya yüz tutmuş durumdayız. En büyük iklimbilimcilerden biri, bir Amerikalı, “bütün bunları görmek için bilimsel raporlara bakmaya gerek yok,” dedi geçenlerde, “fotoğraflara bakın, yeter!”

Petrol ve kömür gibi fosil yakıtların yakılması sonucunda atmosfere salınan karbondioksit
vb. sera gazları nedeniyle gezegenin hızla “suyu ısınmakta.” Bu, artık alışageldiğimiz o “genel kriz”lerden biri değil. Onu, doğrudan doğruya varoluşumuza ilişkin bir felaket olarak görsek çok iyi olacak. Bir yıkım!

Daha bu yılın 24 Ocak’ında, ABD, Avustralya ve Britanya’nın saygın bilim adamlarından bir grup, geri döndürülemez iklim değişikliğinden yalnızca 10 yıl, ya da 2 derece uzaklıkta olduğumuzu söylediler! Atmosferde milyonda 400 parçacık yoğunluğundaki karbondioksit seviyesine 10 yılda ulaşabiliriz ve yeryüzü bu seviyeyi 420 bin yıldan beri görmedi!

Yani, Küresel Isınma dediğimiz şey, gelecekte bizi bekleyen bir tehlike falan değil artık. Küresel ısınma “şimdi ve burada” – Eğer dünyanın en saygın bilim adamlarının bize yalan söylediklerine, bizi aldattıklarına inanmıyorsak.

Buna rağmen, ısınmanın büyük bölümünden sorumlu olan ABD ve Avustralya gibi gelişmiş ve zengin ülke hükümetleri, o her şeyi teknolojiyle çözen müthiş ülkelerin yönetimleri, hiç bir önlem almıyor, hatta ısınmayı arttırıyor, dahası önlem alınmasını da engelliyor! Dünyada 156 ülkenin taraf olduğu Kyoto Protokolü’nü de imzalamamakta ya da onaylamamakta ayak diriyorlar.

Haberlerde, ABD yönetiminin ExxonMobil ve benzeri enerji şirketleri tarafından desteklenen dostlarının, iklim değişikliğinin “bir yalan olduğu, deniz seviyelerinin yükselmediği, felaketin olabileceğine inanan bilim insanlarının ise “bir utanç kaynağı” olduğunu anlatan raporlar yayımladığını okuyorum. En az on yıldan beri iklim değişikliği haber ve raporlarını neredeyse gün be gün izleyen bir yayıncı olarak, onlara hiç inanmıyor ve yukarıda sözünü ettiğim bilim insanlarına inanmayı seçiyorum.

Petrol, kömür ve otomotiv vb. lobilerinin “suyuna giden” bu hükümetlerin eyleme geçmelerini bekleyecek lüksümüz kalmadığı için de, 3 Aralık ve sonrasında, dünya vatandaşları olarak harekete geçmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Çünkü, kendimiz, çocuklarımız ve torunlarımız için yaşanabilir bir gelecek umudu, vahim bir tehlikeyle karşı karşıya kalınca, birer dünya vatandaşı olarak buna karşı çıkmak bizim temel sorumluluğumuzdur, öyle değil mi?

Türkiye küresel ısınmaya neden olan sera gazları emisyonu yaratan ülkeler arasında hatırı sayılır bir yere sahip. Ama nedense Kyoto Protokolü’ne taraf olmayan çok az sayıda ülke arasında yer alıyor. Rüzgâr, güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları yerine, hâlâ petrol, kömür, doğal gaz gibi kirletici fosil yakıtlara yatırım yapmakta ısrar ediyor. Oysa, daha geçenlerde, uluslararası arenada, silahlanmaya yapılan yatırımların azaltılıp, bu paranın deprem gibi doğal felaketlere, insani amaçlara dönük kullanılması gerektiğini söyleyen Başbakan’ın kendisiydi. Başbakan’ın, tıpkı bunun gibi, insan, daha doğrusu doğa merkezli bir yaklaşımı benimsemesini, küresel ısınmayı azaltacak önlemleri almanın yanı sıra, bu konuda uluslararası alanda sorumluluk almasını beklemek de hakkımız.

Küresel iklim felaketini önlemek için Kyoto Protokolü’nün halihazırdaki hedeflerinin çok düşük, öngördüğü takvimin de çok uzun vadeli olduğunun farkındayız. Ama, bu eşi benzeri görülmemiş tehdidin önünde durabilmek için, insanlığın elindeki tek diplomatik çerçevenin bu antlaşma olduğunu da biliyoruz. Dolayısıyla Kyoto Protokolü’nün imzalanıp onaylanmasını kendi seçtiğimiz Meclis’ten de talep etmekteyiz. Ayrıca, sera gazı salımlarını en az yüzde 70 azaltacak “Kyoto sonrası” önlemler sürecine de kuvvetle arka çıkıyoruz.

Uluslararası bir oluşum olan Küresel Isınma Eylem Grubu 28 Kasım - 9 Aralık 2005 tarihleri arasında, Kanada’nın Montreal şehrinde düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler İklim Konferansı sırasında Kyoto Protokolü’nü bugüne kadar sabote eden ABD ve Avustralya gibi önemli kirletici ülkelere baskı yapmayı amaçlıyor. Bu ülkelerin Kyoto Protokolü’nü onaylamalarını ve petrol, kömür gibi fosil yakıtlar yerine temiz enerjilere yatırım yapmalarını talep eden Eylem Grubu, bu amaçla 3 Aralık 2005 tarihini Küresel Eylem Günü olarak belirledi. Montreal başta olmak üzere, dünyanın farklı ülkelerinde düzenlenecek olan eylemlere İstanbul da katılıyor.

Evet, önce iklim yıkımı haberlerini okuyorum; ardından, iklim yıkımını inkâr etme çabalarının, verilen rüşvetlerin, çevrilen dolapların haberlerini de okuyorum... Sonra, 5 yaşındaki torunumun, galiba bir önceki yaz çekilmiş, bir fotoğrafına bakıyorum: Çeşmenin başında durmuş, kameraya el sallıyor gülen gözlerle...

İşte o zaman, Bush ve şürekâsı, kirli şirketler gibi bütün doğa düşmanlarının bu mücadelede mutlaka alt edilmeleri gerektiğine bir kez daha inanıyorum. Torunlarımız için, bizim için, hayatın kendisi için.

Ama, bunun olabilmesi için bir de şart var: Önümüzdeki mücadelede kimsenin tarafsız olamayacağına, her birimizin –istesek de istemesek de- taraf olduğuna da aynı kesinlikle inanıyorum ve herkesi küresel iklim değişikliğine karşı sokağa çıkmağa çağırıyorum. 3 Aralık’ta ve ondan sonra, hep...

Gelecek, yalnızca bize bağlı – gerçekten.

Teşekkür ederim.


Ömer Madra

Açık Radyo Yayın Yönetmeni
İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Küresel Isınma Eylem Günü Çalışma Grubu tarafından hazırlanan çağrı metni:

Dünya Küresel Isınmaya Karşı Ayağa Kalkıyor

3 Aralık 2005’te, Monteal’de Kyoto Protokolü Toplantısı (28 Kasım-9 Aralık 2005) sırasında düzenlenecek olan uluslararası eylem çağrısını destekliyoruz.

Bu eylemler ABD ve Avustralya’nın Kyoto Protokolü’nü imzalamasını talep etmektedir. Eylemler, aynı zamanda tüm ülkelerin mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde emisyonları azaltmasını, petrol, doğalgaz ve kömür gibi fosil yakıtların kullanımından kaynaklanan sera gazlarının etkin bir şekilde stabilize edilerek, büyük bir tehdit haline dönüşen iklim değişikliğinin engellenmesini talep etmektedir.

Eylemler, Kyoto Protokolü’ne taraf ülkelerin toplantısına paralel düzenleniyor.
Bizler de Türkiye’de, bu eylemlere katılmak için Küresel Isınma Eylem Günü Çalışma Grubu adı altında bir araya geldik.

Bizler de 3 Aralık’ta, yapabildiğimiz her şehirde güçlerimizi birleştirmek ve gezegenimizin yüzyüze olduğu bu felakete karşı sesimizi çıkartmak ve kamuoyu oluşturmak için miting yapacağız.

Sloganımız, “ABD Kyoto’yu İmzala, Temiz enerji istiyoruz!”

Taleplerimiz şunlar:

ABD ve Avustralya gibi bugüne kadar imza vermeyen ülkeler Kyoto Protokolü’nü derhal imzalamalıdır.

Türkiye sera gazı envanterini acilen çıkartmalıdır.


Kömür, petrol gibi fosil yakıta dayalı üretim ve küresel ısınmanın artmasına neden olan yatırımlar derhal iptal edilmeli ve temiz enerji tercih edilmelidir.

Bugüne kadar İstanbul, İzmir ve Ankara’da kampanyaya destek veren kurum ve bireylerden bazıları şöyle:

İstanbul:

78'liler Vakfı Girişimi • Açık Radyo, Çevre Mühendisleri Odası • Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platformu • DEHAP İstanbul İl Örgütü • DSİP • GDO'ya Hayır Platformu • İstanbul Diş Hekimleri Odası • İstanbul Tabip Odası • Mazlum-Der • Nükleer Karşıtı Platform • ÖDP İstanbul İl Örgütü • SODEV • SDP İstanbul İl Örgütü• Şoförler Derneği • Tez Koop-İş 2 No'lu Şube üyeleri • TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu (İstanbul’da TMMOB’ye bağlı 23 Oda adına) • TÜKODER Genel Merkezi • Türkiye Çevre Platformu • Yeşiller.

İzmir:

ÇHD • DSİP • Ege Doğa Derneği • Ege Orman Vakfı • Gediz Havzası Kampanyası • GDO’ya Hayır Platformu • Kahve Bahane • ÖDP • TMMOB-İKK • TÜKODER.

Ankara:

Ankara’da 3 Aralık mitingi için geniş bir inisiyatif oluşturuluyor.

Bursa:

Doğa-Der, Ziraat Mühendisleri Odası.

Diyarbakır:

Yeni bir inisiyatif oluşuyor.

Destekleyen bireyler:

İstanbul:

Abdullah Aysu (Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platform Sözcüsü), Ahmet Aatlık (Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı), Ali Eraslan (Yol-İŞ İstanbul 1 Nolu Şube Yöneticisi), Ayfer Yılmaz (Kimya Mühendisi), Ayla Şeşan, Ayşe Berktay, Ayşem Mert, Ayşegül Önen, Bülent Aydın, Celalettin Can (78'liler Vakfı Girişimi sözcüsü), Cemal Kavak (DEHAP üyesi), Erol Kızılelma (SODEV Başkan Vekili), F. Levent Şensever, Gencay Gürsoy (İstanbul Tabip Odası Genel Başkanı), Gökşen Şahin, Harun Tekin (sanatçı-Mor ve Ötesi müzik grubu), İbrahim Gülen, İmdat Papuç (Şoförler Derneği Genel Başkanı), Leyla Sanlı, Mebruke Bayram(GDO'ya Hayır Platformu), Mehmet Bekaroğlu (Doğu Konferansı Genel sekreteri), Melda Keskin, Musa Çam (DİSK Genel Sekreteri), Mustafa Turgut (Eğitim-Sen üyesi), Nermin Kaplan (ÖDP İstanbul İl Sekreteri), Nuray Mert (Gazeteci), Nuri Ödemiş (aktivist), Orhan Alkaya (Barış Girişimi üyesi), Osman Kavala, Ömer Madra, Özgür Erbaş, Özgür Gürbüz, Rıfat Yüzbaşıoğlu (İstanbul Diş Hekimleri Odası Genel Başkanı), Rüstem Batum, Sami Evren (eski KESK Genel Başkanı), Saruhan Oluç, Sevgi Göğçe (KESK MYK Üyesi, Kadın Sekreteri), Şenol Karakaş, Tanay Sıtkı Uyar (Eğitim-Sen İstanbul 6 No'lu Şube Başkanı-Türkiye Çevre Platformu sözcüsü), Taner Öngür (sanatçı-Moğollar müzik grubu), Tayfun Mater (Maden mühendisi), Tolga Temuge, Ufuk Uras, Ümit Şahin, Yıldız Önen, Yüksel İğdeli (DEHAP üyesi)

İzmir:

Ali Bülent Erdem (Tütünsen), Av Ayşen Erdoğan (Yeşiller), Av. Arif Ali Cangı (Alainoi kampanyası), Av. Heval Savaş Kaya (SHP İl skrt.), Av. Hilal Küey, Coşkun Üsterci (TİHV), ÇHD, Ege Doğa Derneği, Elçin Yağız (Birgün Gzt.si Mhb.), Ertuğrul Barka (Kimya Müh. Ods. Bşk.), Faruk İşgenç (ÇMO Bşk.), Gediz Havzası Kampanyası, Gültekin Dikilikaya (JMO Yön. Kur. Üyesi), Hasan Baykal (JMO Bşk.), Kamil Okyay Sındır (ZMO bşk.), Öztan Küçük (ÇMO), Prof. Rafet Kılınç (ege üniv. Ziraat fak. Toprak bölümü bşk.), Prof. Ümit Erdem (ege üniv. Peyzaj mimarlığı bölümü/ ege üniv. Çevre sorunları araştırma ve uygulama merkezi bşk.), TMMOB-İKK-Mehmet Güzel (TMMOB-İKK Sekreteri), Tuncay Karaçorlu (ŞPO Yön. Kur. Üyesi), TÜKODER, Vezan Karabulut (ZMO Yön. Kur. Üyesi).


Küresel Isınma Eylem Günü Çalışma Grubu
--