02 Temmuz 2008

ADALAR POSTASI-152: belediye ne demek?

ADALAR POSTASI
5 Kasım 2005

From: Asiye Cengiz
Date: Sat, 5 Nov 2005 10:52:03 +0200
To:


Belediye ne demek?

İsterseniz biraz kökten gidelim:
1. belde (arapça isim, çoğulu: bilad, büldan): şehir, kasaba, memleket.
1.1 beled (arapça isim): şehir, memleket.
1.2. beledi (arapça sıfat): 1. şehirli, memleketli, 2. (isim) bir çeşit yerli kumaş, cit bezi.
1.3. belediyye (arapça isim): belediye, bir şehrin temizliğine, bayındırlığına ve intizamına bakan daire.

Yukarıdaki 1.3. belediyenin ne demek olduğunu ve ne iş yapması gerektiğini açıklıyor. Diyeceksiniz ki zaman geçti, neo-liberal kapitalist bir ekonomi düzeninde yaşıyoruz, artık belediyeler şirketleşti, bu da yetmedi, şirketler kurup yabancı ortaklar alıyorlar. Böyle de oluyor gerçekten, ama bunun kime yararı var? İşte sorun burada!..

Belediye başkanları ve encümeni üyeleri seçilmiş kişiler, yani bir kentin yerleşikleri tarafından seçilmiş ve madde 1.3. amacıyla görevlendirilmişlerdir, şirketleşsinler, şirket kursunlar, yabancı ortaklar alsınlar diye değil.

Örneğin, şu Dubaili despot ile ortaklık girişimine bakalım: İstanbul Belediyesi, belediye dışında özel bir şirket kuruyor. Bu özel şirket, Dubaili despot ile ortak bir şirket kuruyor; yabancı ortaklı bu şirketin paylarının % 20'si İstanbul belediyesinin % 80'i Dubaili despotun. Pekala, bu yabancı ortaklı özel şirket ne iş yapacak, iş kuleleri dikecek!.. Arazi nerede? Ya da arazi nereden? Arazi, bir kamu kuruluşu olan İstanbul Belediyesi'nden... Levent'teki eski IETT garajı; oldukça büyük bir arazi. Levent'teki eski IETT garajı kime ait? Bir kamu kuruluşu olan İstanbul Belediyesi'ne... Yani arazi İstanbul'un malı, İstanbullunun malı!.. Yani, İstanbul Belediyesi'nin belediye dışında kurduğu şirkete ait değil bu arazi, bu şirketin malı değil! Şimdi, bir mantık ve hukuk sorusu:

İstanbul Belediyesi'nin belediye dışında kurduğu özel şirket, nasıl oluyor da bir kamu malını yabancı ortaklıkla kurduğu bir başka şirkete satabiliyor?..

İşin acıklı bir yanı bu ise diğer yanı da Leventlilerin suskunluğu!.. Leventliler, rehavet içinde... Belki küçük hesap peşindeler, kuleler oraya dikilirse konutlarının değeri artar diye düşünüyorlardır. Ama, Levent hattı bir takım kulelerle zaten iflas etmiş ve işadamı ağzıyla söylemek gerekirse "doymuş" durumda...

Benzer bir durum Etiler'e dikilen Akmerkez için de geçerli oldu. İlk yıllar konut değerleri arttı. Özel şirketler çevre binalarda büro açtılar. Ama, zaman geçince Akmerkez çevresi tam bir cehennem oldu. Konutlar satılamaz, istenilen fiyata kiralanamaz oldu. Etilerliler şimdi gündüz ve gece cehennemi yaşıyorlar: Trafik yoğunluğu ve sıkışıklığı, eksoz dumanı, klakson sesleri, gürültü kirliliği, uykusuzluk, otopark yokluğu, kalabalık vb...

Belediyecilikten, belediye hizmetlerinden vazgeçip şirketleşenleri durdurmalıyız!..