ADALAR POSTASI-16: hiç vapura aşık olunur mu?
ADALAR POSTASI / 17 Mayıs 2005
Bu üç vapura, sonu “bahçe” sözcügü ile biten üç Istanbul semtinin adi verilmisti: Pasabahçe, Fenerbahçe ve Dolmabahçe... Istanbul, hele hele Adalar halki daha ilk günden baslayarak bu üç vapuru çok sevdi. Uçü de birer marti gibi bembeyazdi ve yüksek bir estetik görüs ve anlayisin ürünüydüler.
Ada halki, Adalar-Yalova hattinda çalisan bu üç vapurun üçüne de yildirimla vurulmus gibi asik oldu! Hiç vapura asik olunur mu? Söz konusu olan, böylesine güzel, böylesine zarif vapurlar ise elbet olunur. Bu üç vapur, gün geldi, Köprü-haydarpasa-Kadiköy hattinda çalistirildi, gün geldi ta Cinarcik’lara kadar uzandi. Ama halkin gözünde üçü de hep birer “ada vapuru” olarak kaldi.
Bu üç vapurdan biri uzaktan belirmeye görsünada yolculari hemen onun, üç vapurdan hangisi oldugunu anlama telasina düserlerdi. Aslinda Pasabahçe’yi, ne kadar uzakta olursa olsun, diregindeki çanakligindan, iskeleden sancaga boydan boya uzanan bembeyaz köprüsünden hemen tanimak çok kolaydi. Cünkü öteki ikisinin iki yanlarindaki kaptan köskleri ahsapti. Bu özellikleriyle uzaktan da olsa onlari tanimak zor degildi. Asil zorluk, iki kardes vapuru birbirinden ayirt edebilmekteydi. Dikkatli olanlar bu sorunu da çok geçmeden çözdüler: Dolmabahçe’nin baş taraftaki kollusagli sollu demir yuvalarinin içi beyaza boyaliydi. Fenerbahçe’ninkiler ise siyaha...
Nasil kulüp taraftari gençler bir araya geldikleri zaman aralarinda bir Galatasaray-Fenerbahçe-Besiktas muhabbetine koyuluyorlarsa, ada yolculari da hemen kendilerini Pasabahçe-Dolmabahçe-Fenerbahçe muhabbetinin içinde buluyorlardi. Kimileri Pasabahçe’yi öteki iki vapurdan daha üztün tutuyordu, kimileri ise Fenerbahçeyi... Bu arada koyu Dolmabahçe taraftarlari da, kendi vapurlarinin her zaman ötekileri geride biraktigini ileri sürüyordu.
Nasil mi? Mesela, Fenerbahçeciler Pasabahçe’yi, dümeninin tek yelpazeli olmasi yüzünden “biraz sagir” bir vapur olmakla itham ederlerdi: “Küçük bir vapur... Baksana, yanasirken nasil zor manevra yapiyor! Fenerbahçe ile Dolmabahçe’nin dümeni çift yelpazeli... Manevra yetenekleri, bu yüzden çok yüksek!”
Pasabahçeciler ise, beş yüz yil önce Rönesans akimini baslatmis bir milletin çizgilerini tasiyan bu Italyan yapisi vapuru, “Asla ondan daha güzel bir vapur insa edilemez! Her ayrintisiyla gerçek bir sanat eseri!” diyerek savunurlardi.
Yillarca yaz kis demeden her gün bu vapurlarla Istanbul’a isine gidip evine dönen ada sakinlerinin, hayatlarinin bir kaç yilini bu vapurlarda geçirmeleri kaçinilmaz olmustu. Vapurlar sanki onlarin bir parçasi olmus gibiydi. Kim bilir, belki de kendileri bu vapurlarin parçasi...
Eser Tutel., “Bogaziçi’nin Yüzen -Bahçeleri-”, Istanbul Dergisi 51 (Ekim 2004)36-41.
1952 yili Italyan yapimi Pasabahçe, en büyük yolcu vapuru. Pek çok kisiye göre de en zarif, en biçimli olani... Yildan beri Adalar hattinda...