23 Mayıs 2007

ADALAR POSTASI-43: 7:15 vapuru yolcularından...

ADALAR POSTASI / 18 Haziran 2005

7:15 vapuru yolcularindan Dilek Zaptçıoğlu’ndan mektup var!

Ben de bu vapur hikayesine bir katkıdan bulunmak istiyorum.
Hem de mektepli bir uzakyol kaptanı kızı olarak...Şehir hatlarında
babamın anlattığı üzre zaten genellikle alaylılar çalışır. Ama onlar
usta kaptandır. Acemisi iskeleye bir türlü yanaşamayarak insanı
çileden çıkartır o da ayrı. Ama vapur, yalnız dışarıda oturabilme
gibi bir isteğin tatmini değil, iskelesiyle, turnikesiyle, çalışanlarıyla,
rüzgarıyla, martısıyla, gün batımında sarılmalarıyla, sigarayı bırakmış
olsak dahi dışarda sigara içebilmekle, lodosta ıslanmayla herşeyle
bir İstanbul kültürüdür.

Vapurlar belediyeye geçtikten sonra, Bostancı gişeye türbanlı
bir hanım kızımız oturmuş. Kıyafetine karışmayız ama hiçbir
şeyden haberi yok. Denize neden yakışmadığını belki siz bilirsiniz.
Vapurun içindeki büfeler Beltur şirketine geçmiş, bunun en
hissedilir sonucu artık vapurda çay dolaşmamasıydı. Bunun yerine
genç garson kılıklı (siyah pantalon beyaz gömlek klasik de,
fazla düzgün) bir oğlan eli boş dolaşarak çay isteyen
var mı diye soruyor. Çıkıp baktığımda büfede bunların üç kişi
olduklarını ve öyle işsiz oturduklarını gördüm. Hiçbir motivasyonları
yok satış yapmak için. Oysa bildiğim kadar en son büfeler
özel kişilere ihale edilmişti ve bunlar masalarla vb. epey bir kahve
estetiği yaratmaya çalışmıştı, bence fena da olmamıştı.
Şimdi eden çay dolaşmadığı soruma verdikleri cevap, soğuduğu ve
şikayet olduğu yönündeydi!

Ben de okuluma yıllarca 7.15 vapuruyla giden bir karşı çocuğu olarak
bu gençlere, kırk yıldır soğumayan çayın nasıl şimdi soğuduğunu
sormadım tabii. Ama kelimeler hakikaten boğazıma dizildi! Bu arada
özellikle dış sıralarda çaycı gözüktüğünde nasıl ahlayıp vahladığımızı
da neredeyse utanarak andım. Ama o yaşlı, işbilir, gömleğinin yarısı
dışarda çaycıları neredeyse gözlerim yaşararak hatırlayacağım.
Vapurlarımız kesinlikle ortadan kaldırılamaz.

Buna karşı her türlü "eylem" düşünülebilir.

Bence İstanbullulara imza verme imkanı tanıyalım bu konuda.
Bunu, bazı dergilerle gazetelerle koordine edelim. Kampanyanın
çok daha genişleyeceğinden ve başarılı olacağından eminim.

Sevgiler

Dilek