22 Mayıs 2007

ADALAR POSTASI-37: Vapurumuzu Vermiyoruz!

ADALAR POSTASI / 15 Haziran 2005

“Vapurlarimizi Vermeyecegiz!” imza kampanyasi için topladiginiz imzalari (sadece isim bile olabilir), Adalar Postasi’na aciliyetle e-mail ile ulastirmaniz ricasiyla...

15 Haziran 2005 Carsamba (bugün) tarihli Radikal Gazetesi’nde, Murat Celikkan “Vapurumuzu Vermiyoruz!” basligi altinda imza kampanyasina destek vermis!


http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=155872

Vapurumuzu vermiyoruz!

"Sultanahmet Camii'nin, Ayasofya'nın, Galata Kulesi'nin, kısacası bu şehri İstanbul yapan yapıların bir devamıdır vapurlarımız. İstanbul için tasarlanmışlardır. Vapurlar yerine, denizle ve diğer insanlarla ilişkimizi tamamen koparan kapalı kutu, iç sıkıcı, insanların bitişik nizamda arka arkaya oturtulduğu, ense manzaralı, Norveç'ten ithal klimalı konserve kutularında taşınmak istemiyoruz!"

İstanbul'un simgesi haline gelmiş olan vapuraları kaldırıp, yerine deniz otobüsü koyma girişimine karşı bir imza kampanyası başlatıldı. "Biz aşağıda imzası olanlar, İstanbul'un en önemli simgelerinden olan vapurların kaldırılmasına karşıyız! İstanbul'un vapurları, şehrin güzelliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Sadece bir ulaşım aracı değil, biner binmez günün yorgunluğundan bir anda kurtulduğumuz, karşılıklı oturulup, çay içip sohbet ettiğimiz, martılara ekmek verdiğimiz, temiz hava aldığımız ayrıcalıklı mekânlarımızdır. Özene bezene yapılmış iskeleleri, satıcıları, her saat başı değişen yolcuları, her an kurulmaya hazır yeni dostlukları ile bir yaşam tarzı sunar vapurlar.

İstanbul her geçen gün yapılaşsa da, neredeyse denizi olan bir şehirde yaşadığımızı unutsak da, denizle aramıza duvarlar, otomobiller, otoyollar, binalar girse de vapurlar bizi denizle buluşturmaya devam ediyor. Araba egzozlarından çıkan pis gazlardan ve gürültülerden kurtarıyor, denizle aramızdaki perdeleri çekip alıyor. Böyle bir yaşam biçimi 'nostaljik' ilan edilemez! İstanbul'un güzelliklerini fark etmeyip, gittikleri zengin Arap şehirlerindeki çöl yaşamınının kapalı gökdelenlerine, otoyollarına, oransız binalarına hayran kalanların, Haliç'e 100 metre yüksekliğinde boynuzdan köprü yapmaya, Süleymaniye Camii'nin altına altı şeritli otoyol sokmaya çalışanların, kıyıları otogarı andıran çirkin iskelerle donatıp, tek deniz ulaşım alternatifi olarak deniz otobüslerini dayatanların, Güzel İstanbul'u çölleştirmesine duyarsız kalmak istemiyoruz! Bakımı ve üretimi Türkiye' de yapılabilen vapurlarımızı seviyoruz! Onları bakımsızlaştırarak 'Bakın artık eskidiler' deyip, kaldırmak isteyen anlayışa karşıyız! İstanbulumuzu vapurları olmadan düşünemiyoruz!

Vapurlarımızı vermeyeceğiz!"