23 Mayıs 2007

ADALAR POSTASI-45: martılara da tehcir uygulansın bari!

ADALAR POSTASI / 18 Haziran 2005

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=156013

Radikal Gazetesi / 17 Haziran 2005

Martılara da tehcir uygulansın bari!

Reklam filmi için helikopterle gezerek kenti izleyen Çağatay Karaçizmeli, "İlk intibam, açıkçası korkunçtu" demişti dün, "İstanbul'a yukarıdan baktığın zaman apaçi evleri gibi evler görüyorsun".

Arabayla debelenirken de trafiğin dayattığı, Karaçizmeli'nin söylediğinden farklı değil: "Topla bavulları, gidelim buralardan!" Ama buralısın, başkasını bilmiyorsun, oturup kalıyorsun.

İnsana her şeye rağmen hâlâ benzersiz bir şehirde yaşadığını hatırlatan tek ulaşım yolu deniz.
Vapura bindiğinde enerjin değişiyor.

Kara yolculukları senden alırken, vapur nefes veriyor.

İstanbul'a en yakışan taşıt sonra. O hızlı ama şekilsiz deniz otobüsleri hiç uymuyor mesela. Vapurun ahesteliğinin de tadı başka. İcabında köhneliğinin. O low profile halinin verdiği bir güven, şefkat, huzur var.

Ve yaşasın: Vapurları kaldırıyorlar!

Hizmet diye, buna derim.

Bir kampanya yürütülmekte şu anda:

"Biz aşağıda imzası olanlar İstanbul'un en önemli simgelerinden biri olan vapurların kaldırılmasına karşıyız! İstanbul'un vapurları şehrin güzelliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Sultanahmet Camii'nin, Ayasofya'nın, Galata Kulesi'nin, kısacası bu şehri İstanbul yapan yapıların bir devamıdır vapurlarımız. İstanbul için tasarlanmışlardır. İstanbul'a yakışırlar...
Sadece bir ulaşım aracı değil, biner binmez günün yorgunluğundan bir anda kurtulduğumuz, karşılıklı oturulup, çay içip, sohbet ettiğimiz, martılara ekmek verdiğimiz, temiz hava aldığımız ayrıcalıklı mekânlarımızdır. Özene bezene yapılmış iskeleleri, satıcıları, her saat başı değişen yolcuları, her an kurulmaya hazır yeni dostluklarıyla bir yaşam tarzı sunar vapurlar. İstanbul vapursuz düşünülemez!

İstanbul her geçen gün yapılaşsa da, neredeyse denizi olan bir şehirde yaşadığımızı unutsak da, denizle aramıza duvarlar, otomobiller, otoyollar, binalar girse de, vapurlar bizi denizle buluşturmaya devam ediyor. Araba egzoslarından çıkan pis gazlardan ve gürültülerden kurtarıyor, denizle aramızdaki perdeleri çekip alıyor. Böyle bir yaşam biçimi 'nostaljik' ilan edilemez!

Vapurlar yerine, denizle ve diğer insanlarla ilişkimizi tamamen koparan kapalı kutu, iç sıkıcı, insanların bitişik nizamda arka arkaya oturtulduğu, ense manzaralı, Norveç'ten ithal klimalı konserve kutularında taşınmak istemiyoruz! (...)"

Behiç Ak önderliğinde başlatılan kampanyaya imza verenler arasında Prof. Dr. Selçuk Esenbel, Mehmet Güleryüz, Sumru Yavrucuk, Genco Erkal, Rutkay Aziz, Zuhal Olcay, Lale Mansur, Cem Mansur, Yusuf Taktak, Gülsüm Karamustafa, Zeynep Tanbay, Serra Yılmaz, Ferhat Kentel, Ela Cindoruk gibi isimler var.