23 Mayıs 2007

ADALAR POSTASI-65: 7 tane erik... 5 tane çınar, 1 tane çitlembik ağacı ve bir de mor salkım...

ADALAR POSTASI / 27 Haziran 2005



Neredeyse otuz yıldır Alman Lisesi’nin yokuşunu tırmanırım! Yokuşun altındadır annemlerin evi. O yokuşu ne zaman çıksam Bedri Rahmi’nin 7 Tane Erik Ağacı adlı şiiri gelir aklıma. “Beyoğlu’na bir yokustan çıkarız yirmi senedir” diye yazdığı yokuş, bu yokuş mudur yoksa? Bilemem! Evvel zeman içinde Yeni Yol adıyla anılan bu Şahkulu Bostan yokuşundadir işte Alman Lisesi ve hemen öncesinde Galata Mevlevihanesi'nin de bahçesi.

Bizler baharı, Galata Mevlevihanesi’nin bahçesindeki mor salkımla karşılardık her sene. İlk Mualla Teyze (Anhegger Eyüboğlu), götürmüştü bizleri tutup elimizden bu güzel bahçeye. Çitlembik Ağacı’na sarilan Mor Salkım ile ağacın, asırlık aşklarının hikayesini fısıldamıştı bizlere... Adet oldugu üzre bu sene de baharı karşılamak üzere 20 Nisan günü Galata Mevlevihanesi’ne gittiğimde, çitlembik ağacını bir fırtına sonrası devrilmiş; asırlarca bu ağaca sarılmış mor salkımı ise bir hayli keyifsiz gördüm! Bu sene bahar gelmedi öyleyse!

Çitlembik Ağacı ilgisizlikten devrilmişti fırtınada, mor salkım da peşi sıra tabi küstü bizlere... Ne yazik ki Çitlembik Ağacı ile Mor Salkim’ın sarmaş dolaş olduğu günlere dair bir fotograf yok bugün elimde... O nedenle 20 Nisan’da çektiğim bir garip ayrılık fotoğrafıni göndereceğim sizlere...

Komşuydu bize 5 tane çınar ağacı da... Şair değilim şiir yazamam 5 çınar ağacının anısına... 7 tane erik, bir tane çitlembik ağacı ve kimbilir daha niceleri sizlere ömür... Haydi öyleyse hiç olmazsa bu defa geç olmadan 5 çınar ağacı için gelelim bir araya...




7 Tane Erik Ağaci

Boş ver kafiyelere Reyis
Boş ver şiir yazmaya evlat
Otur da doğru dürüst
7 tane erik ağacının hikayesini anlat
Evimiz deniz kenarındadır Fındıklı’da
Ekmek paramız Beyoğlu’nda çıkar
Beyoğlu’na bir yokuştan çıkarız yirmi senedir
Yokuşun ortasında bir arsa
Arsanın ortasında yedi tane erik ağacı
Saydım yedi tanedir
Ne zaman yolum düşse
Erik agaçlarını arar gözüm
Ya kedi yavrulari gibi sırıl sıklam
Ya buram buram bahar içredirler
Ya bütün dalları kırılıp dökülmüş
Her sene kırılır dallar adettir
Bu yaz gelecegine alamettir
Yaz geliyor demektir yokuştan paldır küldür
Yoğurtçusu, dondurmacısı, çavuşu, yapıncağı kütür kütür
Yaz geliyor demektir çok şükür
951 senesinin baharında
Kestiler yedi tane erik ağacının yedisini birden diplerinden
Henüz yeşermeğe baslamışlardı çıtır çıtır
Körpe bir salatalık yeşili inceden
Islak, nemli, ümitli
Yedisini birden kazımışlar köklerinden
Saçlarından tutup birer birer
Yedisinin de köklerini sökmüşler
Şimdi onların yerinde cascavlak
Ensesi ceketinden iki parmak dişarda
Üç katlı tombalak bir apartman kuruldu
Güzel bir yapı olsa içim yanmaz
Yapı degil mübarek hacıyatmaz
Yağlı bir çift tavla zarı
Bir yanı kumbara bir yanı kasa

Elveda benim her mevsim dalları kırılan
Sıska çelimsiz
Ama son yaprağına son eriğine kadar cömert erik ağaçlarım

Ne zaman yolum düşse
Gözlerimi yumup sizi hatırlayacağım.

Bedri Rahmi Eyüboğlu